Sayfalar

kimsesizlik




başlığa bakıp da "kimsesiz çocuk" gibisinden düşüncelere kapılmayın hemen. çünkü böyle bir kimsesizlik değil bu.. çevren bi ton insanla dolu iken seni anlayacak, dertlerini dibine kadar paylaşacak bir gram kimsenin olmamasıdır bu kimsesizlik..

bu durumda olduktan sonra bulunduğun şehirdeki herkes senin arkadaşın olsa da bir hiç'ten ibarettir o topluluk.. ha 1 arkadaşın olmuuş,  ha 1000.. ha bu arada bi arkadaş demişken ; bazen düşünüyorum da keşke sadece 1 arkadaşım olsa.. sıkıntılarımı, sevinçlerimi, dertlerimi, başarılarımı sonuna kadar paylaşabildiğim, bana karşı kin, kıskançlık beslemeyen, enimle menfaat ilişkisine girmeyi aklının ucuna bile getirmeyen biri.. bunları düşündükce bile bi ferahlık kaplıyor içimi.. 

bi yerde duymuştum ; her insanın bir ütoplası varmış kendi beyninde oluşturduğu.. hayallere dalarmış o kurduğu dünyasında.. çok hoş ve bir o kadar da imkansız olan hayaller.. "düşünmek, başarmanın yarısıdır." demiş ünlü bir düşünür. erkek bir düşünür. sahi sadece erkekler mi böyle yalnızdır ? yoksa kızlarda da kabarır mı bu tür hisler ? ben hiç kız olmadım anlayamıyorum onları bu yüzden.. konuyu hazır düşünürlerden açmışken bir kadın düşünürden de alıntı yapayım ; "bir kadın diğer kadını bile anlayamıyorken, bir erkek bir kadını asla anlayamaz."  bence o düşünürlerin, düşündüklerinin yarısı gerçek olsaydı bugün dünya bambaşka olurdu.. kinden, fesatlıktan, kıskançlıktan uzak bir dünya.. ütopya içinde ütopyaya daldım bilmem fark ettiniz mi..

anlayacağınız yüzüyorum bu yalnızlık denizinde.. kaçıyoruz birbirimizden sonunu düşünmezcesine.. bakalım ilk kim boğulacak bu yalnızlık denizinde.. 

1 yorum:

  1. basit, sade cümlelerle doğru bir ifade
    gerçeklerin yüzümüze vuruluşu . . .

    YanıtlaSil