eğer bu yazıyı okuyorsan muhtemelen insansındır. yani öyle olman gerekir. doğarsın, büyürsün ve ölürsün. ama eksik bir şey var sanki burada.. büyük bir boşluk.. tamam tamam buldum ; çok ama çok seversin birini.. onu düşünmeden geçmez bir saniyen.. iştahın kesilir, hayatın asıl o zaman bir anlam kazanır.. sana ne olduğunu bile bilmezsin ama ‘’aşk’’ tır bu.. ne yaparsın – edersin açarsın, dökersin içini.. o da senden hoşlanmıştır.. ve artık çıkmaya başlamışsınızdır.. günler senin ona sevginin artmasıyla gelir geçer..
hiç ummadığın, beklemediğin bir gün gelir ve o koca dünyanı 3 kelime ile başına yıkar ; “ailemin tayini çıktı. “sonrasında olacakları düşünmeden önce küçümsemeyin bu lafı.. o anda söylenecek bi dolu laf olmasına rağmen tek kelime çıkmaz boğazından.. o günden sonra hayatının artık boş olduğunu, bir şeylerin daima eksik kalacağı düşüncesi beyninin en uç noktalarına bile işlemiştir artık..
günlerin onun gideceği, gittiği ve gittikten sonraki günlerini düşünmekle geçer.. garip. Boş olan bir şeyi düşlemeye çalışırsın.. ona - gitme- bile diyememişsinizdir.. benim günlerim onsuz nasıl geçecek , günlerimi geçtim saniyem nasıl geçecek diye düşlersin.. ama hiç üzülme ; saniye de geçer, saatte geçer, gün de geçer ve ömürde geçer.. başlarda düşünemezsin ama böyledir işte. Sen hâla onsuz günlerinin nasıl geçeceğini düşünürken o, ne geride bıraktıklarını düşünür ne de geçmişte yaşadıklarını.. zaten en çokta bu koymaz mı insana.. ?
ve geride bırakılanlar o andan itibaren boş, gereksiz bi dolu anıdır..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder